Sevgili Ezgicim,
Bundan tam 11 yıl önce 3 Mart 2001’de sabah 9:30’da doğduğunda o güne kadar olan hayatımın en mutlu gününü yaşamıştım. Diğer en mutlu günlerimden birisi de 3 yıl sonra Esin’in doğduğu gündü. Hastane odasında seni beklerken nedense sanki saatlerce bekleyecekmişim gibi düşünürken, hemşire, kızınız doğdu dedi ve ben heyecanla seni görmek için koşturdum. Elimde kamera hemşirenin seni yıkayışını çekerken, sanki yeni bir insanı değil de bir oyuncağı yıkarmış gibi son derece rahat tavırlarına hayret etmiştim. Ben tebrik telefonları arasında her ayrıntıyı izlemeye çalışarak baba olmanın farkına varmaya çalışıyordum.
Bu arada anneni odaya getirdiler ve o hala narkozun etkisiyle çok da kendinde değildi. Sonra seni annene verdiler ve ilk sütü emebilmen için hemşire sana yardımcı oldu. Sanırım annen için de tanımı olmayacak kadar güzel bir andı o an.
O gece hastane odasında annenin yanında ben kaldım, gece boyunca annene yardımcı olacaktım. Ama o kadar yorulmuşum ki, sözde annene yardımcı olacakken, sabaha kadar deliksiz uyumuşum, annen hala bu konuda başımın etini yer. O nedenle bir sonraki gece hastanede anneannen kaldı, beni eve yolladılar, ama o da beni aratmamış deliksiz uyku konusunda 🙂
Sonra evde acemi anne ve baba olarak yaşadıklarımızı düşününce şimdi, sizi bu yaşa kadar getirebilmiş olmamıza seviniyorum. Birgün seni leğenin içinde yıkarken bir elimle karnından yüzüstü şekilde tutup poponu sabunluyordum. Sonra birara bir baktım başın sabunlu suyun içinde kalmış, hemen havaya kaldırdım ama bir süre ağzından köpükler çıkmaya devam etti, poponu yıkayayım derken boğuyordum seni 🙂
Baba olma duygusu benim için hayatta vazgeçmeyeceğim en büyük duygu. Benim için önemli olan her ne varsa, buna kendi hayatım dahil, vazgeçebilirim diye düşünüyorum ama sizler o kadar değerlisiniz ki benim için aksini düşünemiyorum bile. Hayatımda beni en çok etkileyen filmlerden birisi Sophie’nin Seçimi, diğeri de Hayat Güzeldir olmuştu. Her iki filmde de anne ve baba olmak nasıl birşeydir çok güzel anlatılıyor. Sen de büyüdüğünde bu filmleri dikkatle seyret, beni daha iyi anlayacaksın o zaman.
Bizler sizlerin bu hayatta mutlu ve sağlıklı yaşamanız için elimizden gelenin en iyisini vermeye çalışacağız. Her çocuk bunu hakeder, her çocuğun mutlu olmasını isteriz. Bizlerin sizler için dileğimiz, herkese dostça, sevgiyle yaklaşmanız, çevrenize mutluluk saçmanız, hayatı hem ağız dolusu kahkahalarla eğlenerek yaşamanız hem de üretmekten, çalışmaktan zevk almanızdır.
Dünya zaman zaman olumsuzluklar yaşansa da yine de yaşanmaya değer bir yerdir. Buna inanmasaydık çocuk sahibi olmayı hiç düşünmezdik zaten.
Seni çok seviyorum tatlım, sana kendinle gurur duyduğun çok mutlu ve uzun bir yaşam diliyorum.
Categories: Anılar, Bütün Yazılar
Bundan 11 yıl önce Ezgi için kırmızı pabuçlar almıştım. ilk ayakkabıları olsun diyeydi. Ama fırsat bulup Ezgi’yi görmeye gidişim 1.doğum gününü bulmuştu. O ayakkabılar kitaplığımda tam 1 yıl kitapların yanında beklemişti. O 1 yıl içinde Beşiktaş’taki evime gelen herkes kırmızı pabuçları ve Ezgi’yi bilirler.
Sevgili Erdem,Ezgi’nin doğum gününde O’na yazdığın yazı çok duygulandırdı beni. Ana-baba olmak böyle bir şey işte. Onlar için herşeyden,hatta kendi hayatından bile vazgeçebileceğini söylemek için anne,baba olmak gerekir.İleriki yaşlarında ,yani Ezgi ve Esin daha büyüyüp,genç kız olduklarında onlara olan bağlılığının daha da artacağını,onlarla nasıl gurur duyduğunu ya da onların en ufak üzüntülerinde senin daha fazla üzüldüğünü göreceksin. Nereden biliyorum? anneyim ama baba olarak eşimden, gözlüyorum da ondan biliyorum.Eşimin canı çok tatlıdır ama tek özveri gösterdiği kişi(ben dahil) kızımızdır.Ama bu arada sana hatırlatmak da isterim, çatışmalarınız da olacak;)).Ne zaman büyüdü de benim karşımda inatla kendi doğrularını savunuyor diye hem kızacak,hem de mutlu olup,gurur duyacaksın.Sen ve sevgili eşin Ayşegül bu güzellikleri iki kez yaşayacaksınız Erdem. Hadi şimdiden kolay gelsin size ..Sevgiler,selamlar hepinize.
Tesadüf eseri ordan oraya gezerken bu blogla karşılaştım.Yazınızı okurken çok duygulandım.Ağzınıza sağlık her ne kadar sizi tanımasamda babamdan ayrı geçen 8 yılda bu sözleriniz beni duygulandıırmaya yetti.Herkezin bir hedefi vardır kimisi zengin olmak ister kimisi ünlü.32 yaşındayım tek hedefim babam gibi baba olabilmek…
Basit bir Programcıyım ve Size hayranlık duyuyorum daha çok başarılarınıza. Hem bu kadar geniş ve bol zaman gerektiren bir sektördesiniz hemde ailenize ne kadar değer verdiğinizi anladım. Bir evladın babadan dinleyebileceği en güzel anı olmalı bu mektup
Sizi,daha yeni takip etmeye başladım.Onedio sitesinde,sizin sitenize denk gelicne bakmak istedim.Gerçekten güzel bir yazı olmuş.Şu anda,Ünüversitede okumaktayım.3, sınıf iç mimarlık.İleride evlenince bende çocuk sahbi olmak istiyorum.Çocuklara karşı bu hayatta hep bir ilgim olmuştur.Bize gelen misafir olsun,akrabalarımın çocukları olsun.Beni hep severeler.Siz kızınızın DAHA,Liseye,Ünüversite hattaha İş Hayatına taılışını görüceksiniz.Yazdığınız yazı için şunuda belirtmeden geçmek istemem,gerçekten yazdılarınızdan ilgili bir baba olarak görünüyorsunuz.Kızınız,sizin gibi bir Babaya sahip olduğu için,çok şanslı biri.Kızınıza ve size hayat boyunca,Sağlık,Mutluluk ve Başarılar dilerim.