Eşim Ayşegül ile beraber olmaya başladığımız 1997 yılından bu yana Çeşme bizim her yıl gittiğimiz bir yerdir. Çünkü anne ve babası yazlarını oradaki yazlıklarında geçirir ve biz de çocuklarla birlikte hem onları ziyaret etmek hem de tatil için oraya gitmekten büyük keyif alırız.
Geçen yaza kadar bir yazlık almak fikrine farklı yerleri gezmeyi tercih etmemden dolayı hep karşı çıkmama rağmen, Ayşegül’ün ısrarlarına karşı koyamayıp bu yıl tamam dedim. Kızlarım Ezgi ve Esin de okulları nedeniyle az geldikleri Türkiye’de en çok Alaçatı’da olmayı seviyor, çünkü Türk arkadaşlarının çoğu yazın orada kalıyor. Ayşegül de yaşlanan ve sağlık sorunları artmaya başlayan seksen küsur yaşındaki anne ve babası ile daha çok zaman geçirmek istiyor.
Bu yüzden Londra’dayken emlak sitelerinden ev bakmaya başlamıştık ve 2022 Mayıs ayında bu amaçla Alaçatı’ya geldik. İlk gün buluştuğumuz emlakçı bizi bir eve götürdü ama ev sahibi geç kalınca emlakçı beklemek yerine bize yakında satılık bir butik otel göstermek istediğini, onu satın alıp eve dönüştürebileceğimizi söyledi. Biz de bu ilginç fikri duyunca en azından bir görelim dedik ve Sedirli Ev’e ilk bu şekilde adım attık.
Kapıda bizi otelin sahibi Zeynep (kendisi ile çok iyi arkadaşız artık, o yüzden bey/hanım ifadelerini kaldırdık) karşıladı. Otele girip bahçeye çıkınca ben kendimi çok iyi hissettim, burada bambaşka çok sıcak bir ruh vardı. Odaları hızlıca gezdik, bazı odalarda müşteriler olduğu için göremedik ama benim kafamda burası olabilir düşüncesi ilk andan itibaren oluştu. Ayşegül ise buranın eve dönüştürülmesinin zor olduğunu düşünüyordu, ben de o ana kadar hiç böyle bir hayalim yokken, o zaman otel olarak kullanmaya devam ederiz deyiverdim.
Sonrasında birçok ev baktık ama ben hiçbirisinde Sedirli Ev’de hissettiğimi hissedemedim. Sonunda Ayşegül de Sedirli Ev’e tamam dedi ve burayı alıp otel olarak devam etmesine karar verdik. Zeynep ile neredeyse hiç pazarlık etmeden karşılıklı sevgi, saygı ve güven duygusu içinde devir işlemini yaptık ama kendisinden oteli Ekim’e kadar eskisi gibi işletmesini rica ettik. Sadece Temmuz ayında bize üç haftalığına üç oda ayırmasını istedik ve Londra’ya evimize döndük.
Temmuz’da yeniden geldiğimizde hem müşteri gibi kalarak tatil yaptık hem de bu güzel otelde başka neler yapabiliriz diye düşündük. Ayrıca bu oteli on beş yıl önce tek başına yapan, herkesin sevgilisi haline gelmiş, yüzlerce insan ağırlamış Zeynep ile bol bol zaman geçirip hiç bilmediğimiz otelcilik konusunda olabildiğince çok hikaye dinledik. Bize otelin eksiklerini, sorunlarını, her şeyi son derece dürüst ve samimi olarak anlattı. Bu sürenin sonunda bir otel dışında çok da iyi bir dost kazandığımızı anladık. Zeynep, Alaçatı’da herkesi tanıyan birisi olduğundan bizi de herkese yeni Sedirli Ev diye tanıştırdı. Bu kadar kısa sürede Alaçatı’da yaşayan o kadar çok insanla tanıştık ki, hiç hesapta olmayan şekilde hayatımızı çok zenginleştirdiğimizi anladık.
Bu arada Zeynep Erdem kimdir, o konuda da birkaç şey söylemek istiyorum. Türkiye’nin en büyük spor adamlarından birisi olan Sinan Erdem’in kızı kendisi. Türkiye’nin en büyük kapalı spor salonuna ismi verilen Sinan Erdem, milli voleybolcu ve Türkiye Olimpiyat Komitesi başkanlığı yapmış çok büyük ve saygın bir isim. Sinan Erdem’in babası Yusuf Ziya Erdem de Atatürk’ün mimarlarından ve arkadaşlarından birisi. İSKİ’nin il genel müdürü. Atatürk’ün Yalova’da ağaç kesilmemesi için evin yerinin değiştirilmesi emrini de yerine getiren kişi. Böyle bir aileden gelen Zeynep ile kafalarımızın uyuşmaması mümkün değildi zaten. Eminim ki bundan sonra daha birlikte çok zaman geçireceğiz ve bizim fahri danışmanımız olarak yanımızda olacak.
2022 yılının Ekim ayında oteli devraldık. Sedirli Ev, Alaçatı’da Hacı Memiş mevkideki ilk otellerden birisi. Bu bölge eğlence yerlerine yürüme mesafesinde ama nispeten de sessiz bir yer olduğu için çok tercih ediliyor. Zeynep binayı da kendisi yaptırmış, işletmeciliğini yaptığı on beş yıl boyunca farklı konseptler denemiş ama en sonunda müşteri aldığı yedi odasının her birini küçük bir ev haline getirmiş. Odaların hepsinde iki kişilik yatak, bir veya iki tane de tek kişilik sedir var. Bu yüzden bütün odalarda üç ya da dört kişi rahatlıkla kalabilir durumda. Her odada çamaşır makinesi var ve bu uzun süre kalan misafirler için çok değerli. Her odada her türlü yemek ya da kahvaltının yapılabileceği bir mutfak var. Çay kahve makineleri, tost makinesi, buzdolabı, bulaşık makinesi. elektrikli ocak gibi bütün gerekli araçlar var. Burada kalmak isteyen misafirler, sadece oda fiyatı ödüyor ve yemeklerini kendileri hazırlıyor ya da dışarıdaki restoranlara gidiyordu. Zeynep, kendisi de burada yaşadığı için iki oda bir salon olan bir bölümü kendisine ayırmıştı. Biz bu salonu ortak alana, odalardan birisini de büyük bir mutfak haline çevirdik. Böylece yine sadece oda satalım ama yemek de çıkarabilelim istedik. Şimdi alakart basit bir menü hazırlamaya çalışıyoruz, böylece yemek yapmakla uğraşmayacak ya da dışarı da gitmek istemeyen misafirlerin burada yemesini sağlamayı düşünüyoruz. Hatta grup halinde gelenler olursa, ortak alanı sosyalleşmek için de kullanabilecekler.
Ekim ayından bu yana sekiz aydır Ayşegül zamanının çoğunu Türkiye’de tadilat işleri ile uğraşarak geçirdi. Kendisi doktor olmasına rağmen hep iç mimar olmayı istediğini söylerdi, bu özlemini de gidermiş oldu. Ayrıca uzun zamandır çalışmadığından bu kadar yoğun çalışmak ona psikolojik olarak da çok iyi geldi. Başta çok istemediği otel fikri şimdi benden çok onun uğraşı haline geldi. Sanırım hayatının en mutlu dönemini yaşıyor.
Ben daha çok Londra’da kalıp ona finansman sağlamak için çalışmayı tercih ettim, şaka bir yana bu işler ne kadar masraflıymış onu anladım. Son zamanlarda en büyük uğraşım fatura ödemek oldu.
Otelin işletmesinden sorumlu olacak kişi de bizim çok eski ve yakın arkadaşımız Ayla oldu. O da kendisine yeni bir yaşam kurma aşamasındayken bizim teklifimizle yepyeni bir işe soyundu. Ayşegül ile tadilat konusunda büyük emek verdi.
Sonuçta belki hala bazı eksikler olsa da içimize sinen çok güzel bir şey ortaya çıktı. Zeynep’in verdiği ruhu koruyarak, üstüne kendi ruhumuzu da katmaya çalışarak neredeyse her şeyi yeniledik. Zeynep dahil hem eski halini bilen hem de yeni halini görenler iyi bir iş çıkardığımızı söylüyor. Umuyoruz ki Sedirli Ev, bundan sonra birçok insanın iyi zaman geçirdiği, iyi anılarla ayrıldığı, tekrar gelmek istediği, bizim de yeni insanlar, dostlar tanıdığımız bir yer olur.
Beni tanıyanlar böyle bir işi ticari amaçla yapmayacağımı tahmin ediyordur. Başka birçok heyecanlı işle uğraşırken, böyle bir işe girişmemin tek nedeni sevdiklerimizi de ağırladığımız bir mekanda hayatı daha keyifli yaşama isteğimiz.
Eğer sizler de bu yaz Sedirli Ev’de kalmak isterseniz Ayla’ya otelin telefonundan ulaşabilirsiniz: 02327169271 veya www.sedirliev.com adresinden kendiniz de rezervasyon yapabilirsiniz.

Aşağıda otelin 6 odasının ve diğer bölümlerinin ilk fotoğrafları var. Umarım beğenirsiniz. Fotoğraflar kuzenim fotoğraf sanatçısı Oğulacan Atayol’dan ( https://www.instagram.com/ogulcanatayol/ )
Dış cephe, bahçe: Sedirli Ev, klasik Alaçatı mimarisine uygun yapılmış bir yapı. Sokaktan girilen bir ana kapısı var ve bu kapıdan erişilen ortak alandan da içinde yüzme havuzu da olan bahçeye çıkılıyor. Ana binanın her iki yanında da birer odamız bulunuyor ve bu odaların kendine özel giriş çıkışları var. Bu nedenle özellikle köpek sahipleri ya da geç saatlerde girip çıkmak isteyenler için çok avantajlılar. Bu arada otele sadece 12 yaş ve üzeri çocukları kabul ediyoruz.
Mutfak, ortak alan: Bu mutfakta her türlü yemek yapılabilir durumda. Mutfağımızın sorumlusu da uzun yıllar İtalyan bir ailenin yanında çalışmış olan ve nefis yemekler yapan Sevil Hanım. Ortak alanımız yazın serin kışın sıcak bir ortam oluşturuyor. Küçük grupların toplantı yapabileceği, eğlenebileceği bir ortam yaratmaya çalıştık.
Odalar:
Turkuaz : 30 m2 olan bu en küçük odamız hem bahçeye hem sokağa açılıyor. Sokak tarafında kendisine özel küçük bir açık alanı da var. Oda bahçe manzaralı ve havuza en uzak odamız. 3 kişinin kalabildiği bu odamızın önündeki kayısı ağacı bütün otel müşterilerine ait, sonra kayısıları paylaşırken kavga olmasın. Köpek sahiplerinin tercih edeceği bir oda olacağını düşünüyoruz. Bu arada kopeklerin havuz ve bahçe dahil ortak alana getirilmemesini rica ediyoruz.
Safir : 35 m2 olan bu odamız Selenit ile birlikte bahçede yer alıyor. Bu odamızda oturma odasında 2 adet sedir var, o yüzden 4 kişi kalabiliyor. Ayrıca ön tarafında 6 kişilik büyük masası açık hava yemek odası gibi bir işlev görüyor.
Selenit : 35 m2 olan bu odamız Safir ile yanyana bahçede yer alıyor. Havuza en yakın odamız olan Selenit’de oturma odasında bir tane sedir var. bu yüzden en fazla 3 kişi kalabilir bu odamızda da.
Sitrin : 40 m2 olan bu odamız Turkuaz gibi hem sokağa hem de bahçeye kapısı olan bir oda. Sokak tarafında da bahçe tarafında da oldukça geniş ve kendisine ait bir alanı var. Köpek sahiplerine önerdiğimiz diğer odamız da burası. Hiç kimseyle muhatap olmadan köpekleri ile istedikleri saatte girip çıkabildikleri bu iki oda Otis yüzünden benim de çok sevdiğim odalar.
Akik : 40 m2 olan bu odamız ana girişe en yakın olan ve hem bahçeye hem de sokağa bakıyor. Oldukça geniş bu odamızın girişi sosyal alana da oldukça yakın.
Kristal : 55 m2 ile en büyük odamız aslında ayrı bir daire sayılabilir. Büyük bir yatak odası, büyük bir oturma odası, mutfak ve banyodan oluşuyor. Zemin katta olmayan bu odanın hem bahçeye ve havuza bakan hem de sokağa bakan iki tane cumbası var. Zemini ve tavanı eski ağaçlardan yapılmış bu odanın bana çocukluğumu hatırlattığından, bu odanın tam karşısında olan aynısını kendimize ayırdık.
Categories: Bütün Yazılar, Geziler
Harika.Hayırlı olsun.Bereketli olsun.
Hayırlı olsun güzel bir adım, ilk fırsatta geleceğiz.
Baskan sizin kesin oldugunuz tarihleri ogrenirsem hemen 2 gunde olsa rezervasyon yapacagim;) ba-yil-dimmm 😍🧿
Sanirim 7-8 Temmuz gibi gelip Eylul ortasina kadar oradayiz. Bu yaz yine Londra’dan arabayla Otis’i de getirerek ve gezerek geliyoruz.
Erdem abi hayırlı uğurlu olsun, severek takip ediyoruz 🥳
Hayırlı olsun, mutfak işine sakın girmeyin kendi kuracağınız airbnb modeliyle devam edin (böylece binayı kendi güçlü olduğunuz alana çekmiş olursunuz). Otel mantığı zarar ettirir. Selamlar
Amacimiz buyuk bir mutfak degil zaten..
Merhaba, denize yakinmidir acaba.
Alacati, hem guneyde hem de kuzeyde denize 10-15 dakika mesafede bir kasabadir. Bizim otelimiz de merkezde sayilir. Google Maps uzerinde Sedirli Ev diye arayip bakabilirsiniz.
Hayirli olsun erdem abi 🙂
Selamlar, yazıyı büyük keyif ile okudum, mutlaka gelip bir dost sohbeti yapmak isteriz. Sevgiler…
Erdem bey hayırlı sezonlar bol kazançlar olsun …
Metin Bey, sizden ogrenecegimiz cok sey var, Bodrum’da 3 Odalar ile kardes otel oluruz 🙂
Hayırlı olsun, çok hoş bir yer,biz de bu yaz Avusturya Salzburg dan Urla ya taşınıyoruz. Avusturya li eşim daha önce Salzburg da 7 odalı küçük bir butik otel isletiyordu, hayalimiz Urla da böyle bir imkan yaratmak ve tecrübelerimizi aktarmak…
Tecrubeleri paylasmak cok guzel olur, gorusmek uzere.
Cok tebrikler Erdem Abi, yazin denk geliriz o zaman bir sekilde Alacati’da.
Tabii Aykut, Amerika’dan musteri getirmeni bekliyorum 🙂
Erdem abim hayırlı olsun, mutlaka birgün sizi de görmeye geliriz.
Bekleriz Mehmetcim, cok zaman oldu..
Hayırlı olsun,
Hikayesini okumak bile tatlı bir merak ve heyecan uyandırdı.
Görüşmek üzere ..,
Hayırlı olsun. Yazıyı da büyük bir keyifle okudum. İnsallah en kısa sürede bu muhteşem yere gelmek isterim.
Çok iyi yapmışsınız. Hayırlı ve gönlünüzce olsun. Sağlıcakla, huzurla…
15 yıl dile kolay değil, zevkle, şevkle, dostlarla, dostlukla yaptım bu işi ama yoruldum, yaş aldım ve işte tamda bu sırada bana “özgürlüğümü veren” güzel aile kapıdan içeri girdi. Yurdanur çifti ile Sedirli Evi’n büyüsü çoştu, etrafı huzur kapladı, ve Sedirli Ev ikinci baharında genç, dinamik, vizyoner, güvenilir ellerde yola devam ediyor. Ve ben de inanılmaz keyifli dostlar kazandım.
2 gece önce Sedirli Ev de yemekteydim. Kendileri gibi hoş, taze, rengarenk bitkilerle süslenmiş bahçede lezzetli yemek, keyifli sohbet eşliğinde bir akşam yaşadık.
Ayşegül ve Erdem kendi ruhlarını katmışlar, kapıdan içeri girince yenilenmiş, gençleşmiş bir Sedirli Ev ile karşılaşıyorsunuz. Erdem satırlarında o kadar güzel anlatmış ki, benim bile gidip konaklayasım geldi. Açtım bütün kapıları, pırıl pırıl, kendi enerjik ruhlarını yansıtan, yepyeni odalarla karşılaştım. Zaten fotoğrafları da var ve Erdem’in kaleminden dökülmüş satırlara yenilikler, güzellikler. İşte aynen öyle.
Bu satırları okuyan eski dostlar, yeni dostlar, haydi gelin deneyimleyin bu yeni Sedirli Evi, beni de aramayı unutmayın, gelip kahvenizi içerim.
Ayşegül’cüm, Ayla’cım, Erdem’cim, yolunuz açık olun… Sevgiyle kalın🙏
Ben de teknoloji alaninda uzun yillardir girisimcilik yapan bir kisi olarak, 15 yil sifirdan yaratilmis bir girisimi birakmanin ne demek oldugunu cok iyi biliyorum. Siz onu biraksaniz bile o sizi birakmiyor. O yuzden biz sizi hic birakmayiz. Ozgursunuz ama o kadar da degil 🙂