Özel bir yer : Taşyaran

Üniversiteyi bitirinceye kadar yaz tatillerimi Uşak’ta, daha çok da köyümüz Güre’de geçirdim. Güre, Ankara-İzmir yolu üzerinde, Gediz Nehri’ne oldukça yakın bir köy. Benim de zamanımın büyük çoğunluğu Gediz’de balık tutmakla geçerdi yazları. O zamanlar nehirlerimizde pırıl pırıl sular akıyordu, bol bol balık tutabiliyor, tuttuğumuz balıkları nehir kenarında yaktığımız ateşte pişirip  yiyebiliyorduk. O günleri o kadar çok özlüyorum ki..

O zamanlar köyde balık tutmaya meraklı insanlar, balık olan yerleri keşfetmeye çalışır, sonra hep birlikte yeni keşfedilen bu yerlere balık tutmaya giderdik. Sıcak bir temmuz günü, sanırım 1982yılıydı, 13-14 yaşlarındaydım, babamın arkadaşlarından birisi Gediz nehrine dökülen derelerin birisinde çok balık olan bir yer keşfettiğini söyledi. Hep birlikte arabalara bindik, Uşak’tan İzmir’e doğru giderken sanırım 30-35 km. sonra sol tarafta yol bile olmayan bir yerlere girdiğimizi hatırlıyorum.

Sonunda vardığımız yerde inanılmaz bir manzarayla karşılaştık. Kayaların içinden binlerce yıldır geçen sular öyle güzel şekilde oymuştu ki bu kayaları, hepsi bir sanat eseri gibiydi. Bu kayaların arasındaki oyukların içini dolduran sularda da kocaman balıklar vardı ama onları yakalamak da imkansızdı. Hiç balık yakalayamadık ama bu manzaralar da 30 yıldır hiç aklımdan çıkmadı.

Aradan yıllar geçti ve ben her bu yoldan geçişimde bu gizli kayalıkları merak eder dururdum, ama bir türlü yeniden gidemedim. Geçen ay Uşak’a gittim, Uşak Üniversitesinin basketbol takımının maçı vardı ve maç öncesi  Uşaklı arkadaşlarla havadan sudan sohbet ediyorduk. Arkadaşlarımdan İsmail Atalay, kendisi aynı zamanda Türkiye Olta Balıkçılığı Federasyonu Başkanı’dır, durup dururken bana döndü ve “Güre’nin ilerisinde bir yer..” der demez ben ona “dur, suların kayaları oyduğu gizli bir yerden bahsedeceksin değil mi” dedim. Bunu sormama inanamadı ama ben her nasılsa orayı anlatacağını hissetmiştim.

O da bu yeri keşfetmiş, hatta bu yere Taşyaran adını vermiş, TRT’nin burada bir belgesel çekmesini sağlamış. Aşağıdaki resimleri de bana daha sonra İsmail yolladı, İstanbul’a gelip TRT’nin çektiği belgeselin CD’sini bana verdi, hatta belgeselin sonunda bana teşekkür bile etmiş, halbuki ben ona teşekkür borçluydum, çünkü benim için çok özel olan bu yeri 30 yıl sonra önüme koymuştu.

Ülkemizin her yerinde daha ne keşfedilmemiş yerler var kim bilir, ama kesinlikle Taşyaran’ı görmenizi tavsiye ederim.

Resimlere topluca bakmak isterseniz : http://www.flickr.com/photos/erdemyurdanur/sets/72157628360135467/



Categories: Anılar, Bütün Yazılar, Geziler

1 reply

  1. Erdem,Taşyaran’ın fotoğraflarını hayranlıkla izledim. Pamukkale’ye benzer beyazlık,denizden başını uzatmış bir Yunus’a benzer kaya ve senin de ifade ettiğin gibi heykeltraş elinden çıkmış gibi görüntüdeki kayalar,renk ve şekliyle çok değişik çiçekleriyle gerçek bir doğa harikası.Gerçekten ülkemizin gizli kalmış güzelliklerinden çok güzel bir örnek.Paylaşmayı çok seven bir insanımdır, ama acaba bu güzellik gizli kalsa de hırpalanıp,diğer doğa harikalarımız gibi zarar görmesin mi diyeceğim geliyor(Pamukkale travertenlerine verilen zarar aklıma geldi bir anda).Yazılarını zevkle izlemeye devam edeceğim.Sevgiler.

Bir Cevap Yazın

%d