Bir Devrimcinin Hikayesi

Bu hikaye babamın dedesi olan Abdülmecit’in gerçek hikayesi ve bana anlatılan bu hikayenin unutulup gitmesini istemediğim için yazmak istedim.

Irak henüz Osmanlı İmparatorluğu’nun sınırları içindeyken Bağdat’lı bir ailenin oğlu olan Abdülmecit, üniversitede okumak için İstanbul’a gelir. Vali olmak için Mülkiye’de okumaya başlar. O dönemde padişah Abdülhamit’tir ve Osmanlı İmparatorluğu her yönden oldukça karışık durumdadır. Abdülmecit ülkesinin kurtuluşunu öncelikle padişah Abdülhamit’ten kurtulmakta görür ve zamanının devrimci örgütlerinden birisine girer.

Henüz 19 yaşındadır ve bu örgütteki arkadaşlarıyla birlikte yakalanır. Hepsi idama mahkum edilir ve Akdeniz’e açılan bir gemiye bindirilirler. Gemi gece yarısı Rodos açıklarındayken, cellat idam mahkumlarını teker teker bir çuvala koyar, çuvalın ağzını bağlar ve denize atar. En sonda Abdülmecit vardır ve sıra ona geldiğinde cellatla göz göze geldiklerinde birbirlerini tanıdıklarını farkederler. Cellat, Abdülmecit’in kulağına çuvalın ağzını bağlamayacağını, denize düştükten sonra çuvaldan çıkıp Rodos açıklarındaki kayalıklara yüzebileceğini, orada sabah Rodoslu balıkçılar tarafından kurtarılabileceğini söyler.

Sabah gerçekten de Rodoslu balıkçılar Abdülmecit’i bulurlar ve Rodos’a götürürler. Abdülmecit Rodos’a yerleşir, orada babamın babaannesi ile evlenir. Yıllar sonra başa V.Mehmet Reşad geçer ve o sırada Abdülmecit’in oğlu doğar. V.Mehmet Reşad’ın başa geçmesi bir ölçüde özgürlük getirir ve Abdülmecit oğluna  yani benim dedeme bunun şerefine Reşad adını verir.

Abdülmecit’in Mülkiye’deki arkadaşlarının bazıları okulu bitirmiş ve önemli yerlerde görevler almıştır. Onların yardımıyla önce Manisa Sarıgöl’e, oradan da Uşak Güre’ye nahiye müdürü (bilmeyenler için, eskiden ilçeden daha küçük, köyden daha büyük olan yerleşim birimlerine nahiye denirdi) olarak atanır ve hayatının sonuna kadar Güre’de yaşar.

Baskı rejimlerinden nefret etmiş olan Abdülmecit ve arkadaşları özgür Türkiye’nin bilinmeyen kahramanlarındandır bence. Abdülmecit, Atatürk’e hayran ve bağlı bir hayat sürdü ama Atatürk’ün bu ülkeye getirdiği bütün devrimlerin altyapısını da Abdülmecit ve onun gibi devrimciler sağladı bana göre.

Kendilerini saygıyla anıyorum.



Categories: Anılar, Bütün Yazılar

2 replies

  1. Teyzemin oğlu, Reşat dedeni iyi tanıyorum öz güvenli kendi kültürünü çok iyi taşıyan birisiydi.bilmiyorum dedeni hatırlıyormusun?ben Abdülmecit dedeni bilmiyordum valla

  2. Reşad dedemi iyi hatırlıyorum, ben ilkokuldaydım öldüğünde. Onunla ilgili anılarımı ayrıca yazmak istiyorum. Abdülmecid dedemi ise hatırlamıyorum, ben doğmadan önce ölmüş, babamdan ve amcamdan dinlediklerimle tanıyorum kendisini. Tanımayı ve kendisinden dinlemeyi çok isterdim o günleri..

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: