Mış Gibi Yaşamlar

Doğan Cüceloğlu’nun bir kitabı vardır : “Mış Gibi Yaşamlar” (http://www.dogancuceloglu.net/kitaplar/23-mis-gibi-yasamlar)

Kitabının tanıtım bölümünde şunlar yazılı :

“Öyle insanlar var ki, düşüncelerinin arkasındaki niyetin farkında değiller; sözü, gözü, eli başka telden çalar. Bu insanların yaşamına ‘mış gibi yaşam’ diyorum.

Çevrenize bir bakın, aklı, düşüncesi çocuğuna yardım etmekle dolu olduğu halde asık yüzlü, kırıcı sözlü, ilgisiz gözlü anne ve babalar; öğretmen olduğunu söyleyen ama hiç kitap okumayan insanlar göreceksiniz.

Mış gibi yaşam, insanların bu anlayışla oluşturduğu ya da işlettiği kurumlar yoluyla tüm topluma yayılıyor: Vatandaşa yardım etmek için oluşan bürokrasi, köstek olmak konusunda uzmanlaşıyor; güven duymamız için oluşturulan kurumlar güvensizliğin kaynağı haline geliyor; adaleti sağlamak için yapılan yasalar adaletsizliğin düzenini sürdürüyor.

Kimimizin körleşip fark etmediği, kimimizin kanıksayıp artık yadırgamadığı mış gibi bir yaşam yaşıyoruz. Sanki kaderimiz olmuş, kuşaktan kuşağa sürüp gidiyor. Yaşıyormuş gibi görünüp de aslında yaşamamak… Ve yaşamadığının farkında bile olmamak…”

Doğan Cüceloğlu’nun bu tespitleri bana da çok doğru gelmiştir hep. Ülkemizdeki mış gibi yaşayan insanları gördükçe hem üzülürüm hem de sinirlenirim, mutsuz hissederim kendimi. Bazen kendimi bile mış gibi yaşarken yakalarım ve bu bulaşıcı davranış biçiminden etkilenmiş olmaktan dolayı daha da mutsuz hissederim kendimi.

Toplumumuzda mış gibi yaşayanların oranı o kadar yüksek ki, toplam kalitemizin düşük olmasının temel nedenlerinden birisi de bu bence. İnsanlarımızın çoğu, yaptığı işin hakkını vermek derdinde değil, yapıyormuş gibi yapmak, yapmaktan daha önemli birçok kişi için. Mutlu olmak değil de, mutluymuş gibi davranmak daha kolay bu insanlar için. Mutluymuş gibi yapmak, mutluluk maskesi takmak, gerçekten mutlu olmaya çalışmaktan çok daha zahmetsiz sanki.

Aslında çevremize biraz dikkatli baktığımızda, mış gibi yaşamları görmek çok da zor değil, ama bunları değiştirmek çok zor. Cüceloğlu’nun dediği gibi, sanki kaderimiz buymuş gibi, kabullenmiş bir şekilde yaşamayı, daha doğrusu yaşıyormuş gibi yapmayı tercih ediyoruz.

Yıllardır işim gereği oldukça içinde olduğum spor sektörü de bu konuda en çok eleştirilecek sektörlerden birisi. Türkiye’de spor denince akla gelen ilk iki spor futbol ve basketbol. Futbol denince akla gelen de genelde 3 büyükler, biraz daha iyimser olmak gerekirse, Super lig takımlarıdır. Basketbol denince de en iyimser tahminle 1. lig takımları önemsenir.

Bunun dışındaki liglerde ve takımlarda ise birkaç gönüllü insanın sırtına yüklenir herşey, buna rağmen takım başarılı olur da bir üst lige çıkarsa herkes bu başarıda payı varmış gibi davranırken, başarısız olunması durumunda uzaktan eleştiri ve suçlamalar yaparak takımlarını seviyormuş gibi yapar herkes. Her iki davranış da sahtedir hiç kuşkusuz.  Mış gibi yaşayanlar bu takımlarla çalışmanın uzun bir mücadele olduğunu, önemli olanın, sonuçtan daha çok, bu uzun süreçteki mücadeleden keyif almak olduğunu bilmezler.

Uşak Üniversitesi basketbol takımı şu anda 2. ligde mücadele ediyor, geçen yıl Uşak’a gittiğimde takımın başkanı olan arkadaşım İsmail Yıldırım beni bir maça götürdü. Çok güzel bir maç oldu, ama takımımız 1 sayı farkla yenildi, buna rağmen maçı seyretmeye gelen birkaç yüz kişinin heyecanını görmek bile bana mutluluk verdi. Çünkü Uşak’taki neredeyse tek sosyal faaliyet bu maçlar.

Takım geçen yıl küme düşmekten zor da olsa kurtuldu. İsmail’in önerisiyle de bu yıl takıma isim sponsoru olduk ve takımın adını Mackolik.com Uşak Üniversitesi yaptık. Yeni ve daha geniş katılımlı profesyonel bir yönetim oluşturuldu, güven ortamı sağlandı, iyi oyuncular alındı, takım içinde çok güzel bir arkadaşlık ortamı yaratıldı ve mış gibi değil, gerçekten takımla ilgilenmeye başladı herkes. Rakip takımlara göre çok daha az bir bütçe harcandı.

Şu anda ligin ilk yarısı bitti, 17 maç oynandı, 14 maçı kazandık ve ligin ilk yarısını lider kapattık. Hem bu 17 haftada yaşananlardan hem de şu andaki sonuçtan son derece mutlu herkes. Uşak’taki maçlarda artık salonda yer bulunmuyor, insanlar maçları ayakta seyrediyor. Trabon’daki maçta Trabzonlu seyirciler onları yenmemize rağmen, maç sonunda, bizim takımımızı yanlarına çağırıp ayakta dakikalarca alkışladılar. İkinci yarıda ve play offlarda da başarılı olursak seneye Beko Baskebol Ligi’nde olacağız, ama çıkamasak da bu süreçte aldığımız keyfi kelimelerle anlatmak mümkün değil. Şu anda binlerce Uşaklı, mutluymuş gibi davranmıyor, gerçekten mutlular.

Bu 17 haftada 2. lig maçları hakkında yereller hariç, herhangi bir gazete harhangi bir yazı, herhangi bir televizyon kanalında herhangi bir haber çıkmadı. En az 5 spor sayfası olan gazetelerde bu takımların maçlarının sonuçları tek satır olarak bile verilmedi. Hergün saçma sapan spor programı yapıyormuş gibi ekranları kaplayan sözde spor adamları dedikodudan başka bir şey konuşmadılar. Gazete çıkarıyormuş ve sporla ilgileniyormuş gibi yapıyorlar hepsi. Sözde spor için varolan Spor Toto, sponsorların isimlerini iddaa bültenlerinde kullanmıyor, nedeni belli değil, sonra da şikayet ediyorlar ya da şikayet ediyormuş gibi yapıyorlar neden sponsor bulunmuyor takımlara diye.

Uluslararası arenada neden başarılı sporcular, takımlar çıkaramıyoruz diye birbirimize soruyoruz. Sadece sonuca odaklı ve sahte bir yaşam tarzıyla gittiğimiz sürece sporda başarılı olmamız zaten mümkün değil de, ayrıca hayattan da keyif almamız ve mutlu olmamız da mümkün değil. Asıl acı olan da bu zaten, çünkü spor üzerinden verdiğim bu örnek hayatımızın her alanında aynı şekilde işliyor.

Hayatı yaşanılır bir yer yapanların ve hayattan zevk alanların mış gibi yaşamayı seçenler olduğunu düşünmüyorum. Mış gibi yaşamadan, maskeleri bir kenara bırakarak, öncelikle yaşanılan her anın tadına vararak ve o anı kaliteli hale getirmeye çalışarak, sonrasında doğal olarak sonucun da çok daha tatmin edici olacağının ayrımına vararak yaşamanın hepimizin hayat kalitesini çok daha fazla artıracağını hissediyorum.

Mackolik.com Uşak Üniversitesi Basketbol takımına ve emeği geçen herkese bizlere yaşattıkları bu büyük keyif için çok teşekkür ediyor ve ligin ikinci yarısında da aynı keyfin sürmesini diliyorum.



Categories: Bütün Yazılar

Bir Cevap Yazın

Erdem Yurdanur sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et