Yaş 50, Hiçlik ve Hayatın Anlamı

Bugün, 10 Aralık 2018, dünyaya merhaba diyeli yarım asır yani 50 yıl geçti.

Bundan 5 yıl önce 45. yaşımla ilgili bir yazı yazmış ve her sene yazmayı planlamıştım ama, ancak 5 yıl sonra yazabiliyorum. Önceki yazımı okumak isterseniz burada : https://erdemyurdanur.com/2013/12/10/yas-45-yolun-neresidir-bilinmez/

Önceki yazımda oldukça karamsar bir yazı yazdığımı gördüm, seçtiğim anıların çoğu oldukça travmatik anılar aslında, belki de travmaların hayatımdaki rolü zannettiğimden daha fazla. Ama önceki yazıdaki karamsarlığa rağmen ben genelde iyimser bir insan olduğumu düşünürüm, insanların çoğu da beni güler yüzlü olarak tanımlar.

Geçenlerde dinlediğim TED Talks’daki videoların birisinin başlığı, ‘Hayatta Mutlu Olmaktan Çok Daha Fazlası Var’ idi. İzlemek isterseniz linki burada :   https://www.ted.com/talks/emily_esfahani_smith_there_s_more_to_life_than_being_happy?language=tr

Bu video beni bir hayli düşündürdü, çünkü ben mutlu olmayı hayatın amacı olarak gördüğümü, bu yaşıma kadar da genelde mutlu bir insan olduğumu, bu yüzden de amacıma ulaştığımı düşünürdüm. Ama bu videodan sonra aslında mutluluğu bir amaç olarak görmediğimi, bunun bir sonuç olduğunu düşündüm. Kısa süreli, heyecanlı, sevinçli anlarımın dışında beni uzun süre mutlu yapan şeylerin aslında hayatıma verdiğim anlamlar olduğunu düşündüm. Yani hayatımın bir anlamı olduğunu düşündüğüm sürece mutlu oluyorum aslında. Kendimi mutsuz hissettiğim anların ise, anlam kaybı yaşadığım anlar olduğunu fark ettim.

Herkesin hayatına anlam veren çok farklı değerler olabilir, anlamsız bir hayat ciddi bir depresyon, hatta intihar nedeni bile olabilir. Belki boyumdan büyük bir laf etmiş olacağım ama insanların bir çoğunun depresyona girme nedeninin, mutsuzluk değil hayatlarına anlam katacak değerlere sahip olmamaları ya da bu değerlere ters şekilde yaşamak durumunda kalmaları olduğunu düşünüyorum. İntihar etmiş birçok insanın arkasından, “çok da mutlu görünüyordu, neden intihar etti acaba’ dendiğini çok duymuşuzdur, işte bu noktada bence anlam açısından bakmak çok açıklayıcı olabilir.

Kimi insan hayatın anlamını parada bulur, kimi güçte, kimi sevgilisinde, kimi çocuğunda, kimi bilimde, kimi dinde, kimi uzakları, kimi renkleri, kimi atomu keşfetmekte, kimi insan öldürmekte, kimi hayat kurtarmakta, kimi ülkesini kurtarmakta, kimi acı çekmekte, kimi acı çektirmekte, kimi bunların bir kaçında birlikte. Ayrıca bunlar zamana bağlı olarak da değişebilir.

Bildiğimiz evrenin yaşı 13.8 milyar yıl, üzerinde yaşadığımız dünyanın 4.5 milyar yıl. En iyi ihtimalle Güneş’in Dünya’yı yutması da 5 milyar yıl içinde kesinlikle gerçekleşecek. İnsanlığın yok olması için muhtemelen çok daha az bir zaman yeterli olacak. İçinde bulunduğumuz Güneş sisteminin dışına çıkmamız neredeyse imkansız olduğu gibi, bir gün yok olacak olan Samanyolu galaksisinin dışına çıkmamız daha da zor. Yani eninde sonunda yok olacağız gibi görünüyor şimdilik.

Böyle bakınca aslında insanlık adına yaptığımız hiçbir şeyin anlamı yok. Bırakın tek başına bir bireyi, tüm insanlığı, hatta canlılar alemini düşünsek bile, güneş, samanyolu, galaksi, evren gibi kavramların yanında bir hiçiz. Bulutsuz bir gecede kafayı kaldırıp yıldızlara bakmak yeterli aslında bunu anlamak için. Buna rağmen kafayı yeniden indirdiğimizde evrenin merkezinde kendimiz varmış gibi yaşamayı tercih ediyoruz.

Birçok insanın bir tanrıya inanmasının nedeni de bu çaresizlik aslında. Bir hiç olmaktansa sonsuza kadar yaşamayı vaat eden bir tanrı inancı hayatı daha anlamlı kılıyor. İnsanlar kendilerini hiçbir koşulda vazgeçmeyecek şekilde kolaylıkla inandırabiliyor, mantık kullanmayı tamamen reddediyor ve hatta bu uğurda ölmeye bile razı olabiliyor. Din inancı olanların neredeyse büyük bir çoğunluğunun inandığı dinin kitabını okumadan inanması bu çaresizliğin göstergesidir.

Ben sırf hayata anlam vermek için, mantıksız bir yaratıcı düşüncesi ile kendimi kandırmadım, onun yerine hayata gelmeyi büyük bir piyango gibi gördüm ve bu hayatı güzel ve anlamlı yaşamak için uğraş verdim, hala da veriyorum. Eğer bir gün insanlık hiç olmaktan kurtulabilirse, bunu yine insanların emeğinin sonucu olacağına inandım. Bu inanç ya da daha doğru ifadeyle umut, benim hayatıma aslında bir anlam verdi ve hayatta hep yaşama sevinci taşıdım içimde.

Yani bugün en temelde bir canlı ve daha da özelinde bir insan olarak yaşadığım için mutluyum. İnsan olarak doğmak ve yaşamak şansını yakalamış birisi olarak, bu şansı  vicdanlı, dürüst, çalışkan, hak bilir, alçak gönüllü, içten birisi olma çabası ile daha anlamlı kılmaya çalışıyorum aslında. Çünkü bu hiçliğe koşan evrende sadece anlık hazların peşinde koşarak yaşamak yerine az ya da çok bu hayata katkıda bulunabildim demek istiyorum.

Geriye baktığımda, yaşamış olduğum bu 50 yılda, hayatlarına olumlu katkıda bulunduğum birçok insan olduğunu sanıyorum ve en çok da bu yüzden hayatımı anlamlı, kendimi başarılı ve mutlu hissediyorum.

İleriye baktığımda hayatı daha da anlamlı kılmak için yapabileceğim daha birçok şey olduğunu görüyorum. Bundan sonraki her doğum günümde hayatımı bir öncekinden daha da anlamlı kılabildiğimi görmek en büyük hedefim olacak.



Categories: Anılar, Bütün Yazılar

17 replies

  1. Erdem abi eline sağlık çok güzel bir yazı gerçekten. Bu yazıyı isim vermeden etrafındaki birçok kişiye gösterseler, çoğunun yazı sahibi olarak Erdem Yurdanur’u tahmin edeceğinden eminim. Bence asıl başarı bu. Bende yazıda bahsettiğin “hayatlarına olumlu katkıda bulunduğum bir çok insan” dan biriyim. Bu sebeple seninle tanıştığım ve birlikte çalışma fırsatı bulduğum için kendimi şanslı hissediyorum. Doğum günün tekrardan kutlu olsun Erdem abi.

    • Muratcim, cok tesekkurkler bu degerli yorumun icin. Ben de seninle tanismaktan ve calismaktan dolayi cok mutluyum. Hayatini anlamli sekilde yasayacagindan eminim.

  2. Yeni yaşın kutlu olsun Erdem abi. Umarım hayatının anlamını daha fazla bulduğun bi 50 sene daha geçirirsin.

    Tecrübelerini ve yaşam felsefeni aktarmak için mutlaka bir kitap yazmanı rica ediyorum. Hayatının bundan sonraki döneminde hem senin hayatını daha anlamı kılacak, hem de gençler olarak tecrübelerinden faydalanacağımız bir miras bırakmış olacaksın. Umarım bu fikrimi değerlendirirsin. 🙂

  3. Dostum karamsarlık galiba 50 yıla az şey sığdırmış olduğumuzu düşünmekten ileri geliyor

    • Aslinda ben karamsar olmadığım halde öyle yazmışım dedim, 50 yıla baya bir şey sığdırdım diye düşünüyorum. Bence bu karamsarlık hali biraz kültürel bir alışkanlık, bir yanımız hep arabesk galiba.

  4. Erdemcim yeni yaşın kutlu olsun. Geçen yıl da ben devirdim 50 yi. Oturup yazmadım ama, benzer duygulara sahiptim. Herkes yaşamına bir anlam katma derdinde. Birşeyler yapıp ismini geride bırakmak istiyor. Bu çaba bana acınası geliyor. Milyarlarca insan var. Tarihte adını yaşatanlarsa çok degil. Yani ünlü bir sanatçı veya bilim insanı degilsek, sadece çevremiz kadar varız. O yüzden büyük egoları olanların bu hırsı, bana komik geliyor artık. Mezarlıklara bakınca, birileri yaşamış ve ölmüş. Varlığımızın ispatı için mezar taşı dikiyoruz. Dünyadan bir nevi kopmamak için. Bunların hepsi boşa çabalar. Sonunda öleceğiz ve çevremiz kadar etkimiz olacak. Sonra çocuklarımız ve belki torunlar bizi anacak. Bu dünyada yaşarken önemli olan bence insanın iç huzuru. Kimseyi kırmadan, çalmadan çırpmadan yaşamışsan, insanlara yardım etmişsen, üretebilmişsen ne mutlu sana. Bence sen böyle birisin. Doğum günün kutlu olsun. Ayşegüle ve kızlara selamlar

    • Gunes Dunya’yi yuttugunda unlu ya da degil herkesi yok edecek, o yuzden uzun vadede rada hic bir fark yok. Onemli olan su kisacik omrumuzu dedigin gibi ic huzurumuzu saglayarak gecirebilmek. Sevgiler..

  5. Gökyüzünde parlayan yıldız gibisin, ciddi bir mücadelenin içindeyken ailece gülümseyerek sana bakıyoruz , gurur duyuyoruz.. iyili varsın .. varol

  6. Ne güzel. Bu 50 yılın yüzde kırkı seninle tanıştıktan sonra geçmiş. Nice yıllara Erdem.

  7. Sevgili Erdem; günlük hayatın telaşelerine o kadar kapılıyor ve o akıntıya kendimizi o kadar kaptırıyoruz ki; 50 yaş yazında belirttiğin hayatın anlamına yönelik sorgulamaları dahi yapamıyoruz. 50 yaş yazın gerçekten herkesin hayatına rehberlik edecek bir pusula gibi. Çok teşekkürler, iyi ki varsın …

  8. Hayata ve çevrendekilere katkıda bulunduğunu yakından biliyoruz. Bunu bilerek, hep mutlu yaşamanı dileriz.

  9. Mutlu yıllar Erdem abi, çok güzel bir yazı olmuş, eline sağlık.

  10. Çok anlamlı ve doğru tespitlere dolu bir yazı… Nice sağlıklı, mutlu, anlamlı seneler……

  11. Yıllar yıllar sonra tanıdığın ve sevdiğin bir ismi takip ettiğin birisinin tweetin altında Twitter da bulmak!
    Twitter da resmini görmek iki kızı olduğunu öğrenmek,
    Başarılarını okumak, 50. doğum gününde kaleme aldıklarını okumak ne de ilginç!
    Bu internet denen olgu ,sosyal medya vay be vay anasını dedirtti bir kez daha bana 🙂
    Benim çoçukluğumun ağabeyi, uzakta kalan bir kahraman mutlu ve başarılı olduğunu görmek beni de mutlu etti bilesin
    Ben mi ben büyüdüm hem de çok bir oğlum var ve iyi bir doktorum , yani severler beni
    Sevgiyle kal, sağlıkla kal :))
    @draysensevgi
    Ayşen Sevgi ( BAYDAR ) ÖZTÜRK

Ayşen Sevgi ÖZTÜRK için bir cevap yazınCevabı iptal et

Erdem Yurdanur sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et