Elemtere Fiş Kem Gözlere Şiş*

* Nazar değmesin

Milli Eğitim Bakanlığı’na nazar değmesin maşallah, çok istikrarlı bir şekilde, dindar ya da dinci her ne derseniz deyin, durmak yok yola devam sloganına son derece uygun şekilde çalışmalarına devam ediyor. Bu gidişle 2023 yılında dualar eşliğinde Türkiye İslam Cumhuriyeti’ni hep birlikte kutlarız. Laik bir Cumhuriyet’e 100 yıl çok bile zaten.

Artık alttan alta değil üsten üste yapılan çalışmalar ile, Türkiye Cumhuriyeti’nin en temel ilkeleri yok edilmektedir. Laiklik zaten yok edilmişti, adalet sistemi zaten tek taraflı işliyordu, artık eğitim sistemi de medrese sistemine dönmüş durumdadır.

Çok fazla söze gerek yok, buyrun size 2013-2014 yılı 8. sınıflar SBS sınavı ;

Tüm sorular : http://www.meb.gov.tr/meb_duyuruayrinti.php?ID=6526

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi soruları : http://www.meb.gov.tr/sinavlar/dokumanlar/2013/soru/8SinifOrtakSinavlar_28_29_Kasim/DinKulturu_A.pdf

Her dersten 20 adet soru sorulmuş çocuklara, bunlardan birisi de Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi. Yani MEB’e göre Din Bilgisi dersi ile Matematik, Fen Bilgisi, Türkçe dersleri aynı öneme sahip ve çocukların bu konularda bilgilerini eşit derecede ölçmek lazım.

Birincisi, dersin adı yanlış zaten, doğrusunun İslam Kültürü ve İslami Ahlak Bilgisi olması lazım, çünkü sorulara da bakarsanız tamamı İslam ile ilgili. Ne başka dinlerden ya da dinsizlikten, ne de başka toplumların ahlak değerlerinden bahsediliyor, dünyada bilgi sahibi olunması gereken tek din ve ahlak İslam’mış gibi.

İkincisi, din gibi tamamen bireysel bir tercih olması gereken bir konu ile ilgili sorular sormak ve bunu gençlerin geleceğini belirleyen bir sınavda yapmak, bizdensen kazanırsın, değilsen kusura bakma ama yoksun demektir. Dini bir devlet olduğunu ve dini değerlerin, ülkenin bireyleri arasında en önemli ayrıştırıcı olduğunu en baştan ilan etmektir bu.

Üçüncüsü, sorulan 20 soruyu toplumda kendisine müslümanım diyen kime sorsanız, bahse girerim 5 doğrunun üstüne çıkan cennetlik olur. Bu kadar ağır sorular sormanın anlamı ne olabilir, sanırım başarılı olmak için, din yani İslam bilgisine daha çok zaman ayıracaksınız, daha çok bu konularda kitap okuyacaksınız demek istiyorlar.

Dördüncüsü soruların niteliğine bakarsanız, her bir soru, bir şeyler empoze etmeye çalışır gibi sorulmuş. Gelin bir kaç tanesine göz atalım.

A kitapçığı 4. soru :

‘Eskiden beri Müslüman toplumlar huzur ve güven içinde yaşamışlardır.Fakirler ve düşkünler gözetilmiş, yolda kalanlara ve yetimlere sahip çıkılmıştır.’

Bu metne göre öncelikli olarak aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir?

Şıkların çok önemi yok, ama sorudaki ilk cümleyi okuyan bir çocuk, bu kadar büyük bir yalanı kafasının içine nasıl oturtabilir? Müslüman toplumların en büyük derdi 1400 yıldır savaşlardan, mezhep kavgalarından başını kaldıramamış olması değil mi? Bugün dünyada savaş ya da kargaşa olmayan neredeyse hiçbir İslam ülkesi yokken, MEB ya çocuklarımızı kör ve aptal sanıyor ya da gerçeklere karşı kör olmalarını, yalan üstüne kurulu bir hayat felsefesine sahip olmalarını istiyor.

Başka bir soruya bakalım. A kitapçığı 7. soru :

‘Kimsesiz ve yaşlı bir kadın olan Fatma Hanım, kendisine yardımcı olanlara “Beytullah’a yüz sür evladım!” diye dua ederdi.’. Fatma Hanım bu duasıyla aşağıdakilerden hangisini kastetmiş olabilir?

Cevap ‘Allah hacca gitmeyi nasip etsin’.

Beytullah Arapça’da Allah’ın evi demektir. Çocukların Arapça bu keliye bilip bilmediğini, gelecek belirleyen bir sınavda ölçmenin ne gibi bir yararı vardır? Bu kelimeyi bilmeyen bir çocuk daha iyi okullara gitmemeli mi?

A kitapçığı 11. soru :

‘Din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni, Hakan’a “yardımlaşma kurumlarımız” konulu bir performans ödevi verdi. Buna göre Hakan’ın ödevinde aşağıdakilerden hangisi yer almaz?

A) Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı

B) Türk Diyanet Vakfı

C) Tema Vakfı

D) Kızılay

Cevap tabiki Tema Vakfı. Ağaç düşmanı olan bir hükümetten başka ne beklenebilir ki. Çocukların tazecik beyinlerine Tema Vakfı gibi, bu ülkenin belki de en etkin sivil toplum örgütlerinden birisi için ‘onlar yardım kuruluşu değildir’ gibi olumsuz bir etiket yapıştırma çabasıdır bu. Dua edelim ki şıklardan birisi Deniz Feneri değildi.

Her bir sorunun üzerinden tek tek geçebilir ve bir sürü şey söyleyebilirim ama sorular meydanda, herkes kendisi bakabilir.

Bu arada 20 sorunun 6 tanesi hac, 10 tanesi zekat ve sadaka ile ilgili. Yani toplumda zenginlerin yapması gereken en önemli iki şey var, fakirlere yardım edeceksiniz ve hacca gideceksiniz. Bunları nasıl yapılacağını iyi bilirseniz, SBS’de yüksek not alır istediğiniz okula gider, iyi meslek sahibi olur, iyi para kazanırsınız ve bu durumda hacca gidebilir, zekat ve sadaka verebilirsiniz. Bunları bilmiyorsanız, iyi okullara gidemez ve gidebilenlerden zekat ve sadaka dilenerek  geçinirsiniz.

Durmak yok, yola devam.

Yolun açık olsun Türkiyem.



Categories: Bütün Yazılar

13 replies

  1. Bu olanlar ve ülkenin gidişatı çok düşündürücü. Ama kimi kime şikayet ediyoruz? Halk üç dönemdir ne ektiyse onu biçiyor.

  2. Sayın Erdem bey,
    Yazınıza değerli fizik hocam Ali Ercan Karaşahin aracılığı ile eriştim. Yazınızda bazı çok doğru noktalara değinmişsiniz. Dersin önemi, dersin adı ve içeriği arasındaki uyumsuzluk ve öğrencileri sınav da bile yanlış yönlendirmeleri konularında size katılıyorum. Fakat soruları incelediğimde aklıma bir şey takıldı. Soru dağılımı 9 zekat 6 hac ve 2 kurban ile ilgili 2 soru Allahın ölçülü yaratışı ve tema sorusu şeklindedir. Bu dağılım kafamı karıştırdı. Yazınızın son bölümünde bahsettiğiniz olay müfredattan kaynaklanmakta. Yani sorulan sorular verilen eğitim doğrultusundadır. Verdiğim linkten müfredata bakabilirsiniz. Böylesine doğru tespitlerin yapıldığı bir yazı yanlış bir şekilde bitirilsin istemedim. İyi günler.

    http://www.meb.gov.tr/duyurular/duyuruayrinti.asp?ID=8947

    • Ben 1,4,6,8,10,11,13,17,18,20 sorulari zekat ve sadaka ile ilgili olarak gordum. Sanirim aramizdaki fark 11. sorudan kaynaklaniyor, o da yardimlasma ile ilgili oldugum icin bu kategoriye almistim. Ama bu arada 9 ya da 10 farketmez sanirim degil mi?

  3. Fark etmez tabi ki ben sadece işlenilen konular bunlar olduğu için bunlardan sormuşlar diye söylemek istedim. Yoksa soruların hangi konudan olduğu falan çok önemli değil.
    Son paragrafta benim anladığım; müslümanların ibadetlerinden sadece zekat, hac ve kurban (hepsi maddiyata dayalı) konularından soru sorulmasını eleştirmeniz. Adamlar müfredatta ki konulardan soru sormuşlar.

  4. İyide, %99 u müslüman olan bu ülkede islam dini neden yadırganır? Yazılarınızda her zaman islam dinini eleştiriyorsunuz. Bu işide müslümanlar üzerinden yürütüyorsunuz. Mükemmel olan islam’dır, müslümanlar değil.
    Siz şimdi ingilterede yaşıyorsunuz. Yazılarınızda neden hristiyanlık veya incil hakkında olumsuz eleştiriler göremiyoruz?Sizinde öz eleştiri yapıp, kafanızı iki elinizin arasına alıp, öldükten sonra başınıza neler gelebileceğini düşünmenizin zamanı gelmedi mi? Kur’an-ı okuyorsunuz ama inançsızlığınız gereği her zaman eksi yönde yorumluyorsunuz. Sonradan müslüman olan insanların hayatlarını ve sohbetlerini dinlemenizi tavsiye ediyorum. internetten kolayca ulaşabilirsiniz.

    • Öncelikle Türkçe’de dahi anlamındaki de ve da ekleri ayrı yazılır, yoksa yukarıdaki yorumunuzda olduğu gibi cümlenin anlamı bozulur. Türkiye’de yaşayan birisi olarak siz de internetten dil bilgisi kitaplarını kolayca bulabilirsiniz.

      İkincisi, okuduğunuzu anlamanız da önemli. Yazıda eleştirdiğim İslam dini değil, onu çocukların kafasına zorla sokmaya çalışan hükümet ve onun tetikçileri. Türkiye’nin %99’u dediğiniz gibi müslüman da olsa, diğer %1 de bu memleketin en az sizin kadar sahibidir. Hükümet onların da haklarına sizin haklarınız kadar saygı göstermek zorundadır, istisnasız herkesi müslüman yapmak gibi hedefiniz olsa da.

      Üçüncüsü, öldükten sonra başımıza ne geleceği konusunda hiç kimsenin garantisi yoktur. İnandığınız İslam dinini bir de anlamaya çalışırsanız, hiç kimsenin diğerinin inancını sorgulamaya hakkı olmadığını, dinin birey ile Allah arasında olduğunu ve aracıların hepsinin din sömürücüsü olduğunu görürsünüz. Bırakın öldükten sonra bana ne olacağını ben düşüneyim, benim için üzülmenize gerek yok.

      Dördüncüsü, kendimi yetkin hissettiğimde ve yeterli bilgi sahibi olduğumda Hristiyanlık hakkında da yazarım. Bilgi sahibi olmadan konuşmak ya da eleştirmek gibi bir tarzım yoktur.

      Beşincisi, bana akıl verdiğiniz şekilde ben de size akıl vereyim,sonradan İslam dinini bırakanların hayatlarını ve sohbetlerini dinlemenizi tavsiye ederim. Internette kolaylıkla bulamayabilirsiniz, dincilerin tehditlerinden korktukları için yayınlamak istemeyebilirler. Başlarına Turan Dursun, Aziz Nesin’in başına gelenler gibi öldürme, yakma gibi olaylar gelebilir çünkü.

      Altıncısı, bu benim bloğum, benim özel alanım. Siz de bir blog sayfası açın, siz de düşüncelerinizi benim kadar açıkça yazın, oradan okusun herkes. Yalnız bu biraz emek ister, okumak, düşünmek, yorumlamak, yazmak ve dil bilgisi bilmek.

      Kolay gelsin.

      • Erdem Bey, dil bilgisi konusunda vermiş olduğunuz ders için teşekkür ederim.
        Bence siz İslam dinini yanlış anladığınız için yanlış yorumluyorsunuz. Dinin, Allah ile birey arasında olduğunu söyleyerek dini vicdanlara hapsedemeyiz. Yazımı tekrar okursanız ben sizin inançsızlığınızı sorgulamıyorum. İslam’ın gereği olarak size tebliğde bulunuyorum.Dinimizde zorlama yoktur ancak tebliğ vardır. Kitabımız gerek bu dünya gerekse öldükten sonra gerçek dünyamız için haberler verir. Dolayısı ile kimin ne olacağı öldükten onra bazıları için bellidir. Bakın Allah kelamı Kur’an ne diyor;

        Enam 48: Biz peygamberleri sadece müjdeci ve uyarıcı olarak gönderiyoruz. O halde kim iman eder, kendisini ve işlerini düzeltirse onlara asla korku yoktur. Onlar hiçbir üzüntüye de mâruz kalmayacaklardır.

        Araf 184: Bunlar hiç düşünmediler mi ki kendilerine tebliğde bulunan arkadaşları Muhammed’de delilikten hiçbir eser yoktur. O sadece ilerideki tehlikelerden kurtarmak için görevli bir uyarıcıdır.

        Ahzab 46: Ey şanlı Peygamber! Biz seni insanlar hakkında şahit, müjdeci, uyarıcı,Allah’ın izniyle O’nun yoluna dâvet eden bir peygamber ve aydınlatan bir lamba olarak gönderdik.

        Sebe28: Ey Resûlüm! Biz seni bütün insanlığa rahmetimizin müjdecisi, azabımızın uyarıcısı olarak gönderdik, lâkin insanların ekserisi bunu bilmezler.

        Nisa 138: Münâfıklara müjde ver ki, can yakıcı bir azap kendilerini beklemektedir!

        Ali İmran 176: İnkâra koşuşanlar sana kaygı vermesin, Onlar Allah’ın dînine asla zarar veremezler. Allah onlara âhirette nasip vermemek istiyor. Onlara büyük bir azap vardır.

        Ali İmran 91 İnkâr yoluna sapan ve kâfir olarak can veren kimseler, kurtuluş fidyesi olarak dünya dolusunca altın verseler de, mümkün değil, hiçbirinden kabul edilmeyecektir. Bunların hakkı, çok acı bir azaptır ve kendilerini bundan kurtaracak olan da yoktur.

        Bakara 82: İman edip makbul ve güzel işler yapanlar ise, İşte onlar da cennetliktir. Hem de orada ebedî kalacaklardır.

        Nisa 124: Erkek olsun kadın olsun kim mümin olarak iyi ve yararlı işler yaparsa, işte onlar cennete girerler ve zerre kadar bile hakları yenmez.

        Sağlıcakla kalın

      • Halil Bey,

        Tebliğiniz için teşekkür ederim, görevinizi yapmış olmanın gönül rahatlığı ile şu andaki hayatınıza devam edebilirsiniz, cennet beklentinizin de gerçekleşmesini dilerim. Benim için de ayetlerle anlattığınız cehennem ve azap dolu sonraki hayatım için, ben bir kez daha düşüneyim, şu ana kadar tebliğ edenlerinki işe yaramadı, belki sizin tebliğiniz işe yarar.

        Hoşçakalın.

    • Halil kardeşim, yazındaki ve cevaplarındaki olgunluğa binkere maşallah. Ben Erdem Bey’in yazısını yeni gördüm dilim dönüğüncede bir cevap verdim. Şimdi göremiyorum ulaştımı. “Vemâ ale’r-rasûli illa’l-belâğ” [“Resullere düşen, ancak tebliğ etmekten ibarettir.” (Nur Sûresi: 24:54.) Ne güzel bir tebliğ yapmışsın. Allah hepimize bu karışık asırda fikri ve ameli istikamet nasip etsin. Erdem Bey’in bu cümlesinde de “şu ana kadar tebliğ edenlerinki işe yaramadı, belki sizin tebliğiniz işe yarar” bir samimiyet almeti hissettim. Niyet hayır, akibet hayır. Rabbim onun gibi başarılı bir kardeşimizide bu dünyadan müflis olarak almasın hidayetiyle şereflendirsin inşallah. Herkese Selamlar.

      • Rabbimiz beni muflis olarak cehenneme gonderecekse kabulumdur. O bana bu kaderi yazmissa sizin tebliginiz de bunu degistirmez zaten.

      • Erdem Bey,

        Sizden güzel kokular geliyor…

        Konuşmalarım lütfen yüksek perden konuşuyorum gibi anlaşılmasın. Hiçbirimiz akibetimizi bilmiyoruz. Hepimizinki sadece temiz bir gönülle gayret.

        Yazımda da demiştim Niyet Hayır Akibet hayır. Çok karma karışık bir dönemden geçiyoruz. Rabbimin rahmet denizleri çok geniştir. Fakat sizden ricam rahmet ümitlerinizi şu ayetle de dengeleyin.

        (Fatır suresi, ayet 5)İnsanlar! Allah’ın vâdi elbette gerçektir, öyleyse sakın dünya hayatı sizi aldatmasın; o çok hilekâr şeytan da Allah’ın kerem ve merhametini ileri sürerek sizi aldatmasın.

        Niyetinizi sağlam tutun. Siz ona tam inanır ve güvenirseniz gerçekten doğru yol ile dertlenirseniz bende müflis gitmeyeceğinize inanıyorum.

        Lokman Suresi, 20. ayet: Görmüyor musunuz ki, şüphesiz Allah, göklerde ve yerde olanları emrinize amade kılmış, açık ve gizli sizin üzerinizdeki nimetlerini genişletip-tamamlamıştır. (Buna rağmen) İnsanlardan öyleleri vardır ki, hiçbir ilme dayanmadan, bir yol gösterici ve aydınlatıcı bir kitap olmadan Allah hakkında mücadele edip durur.

        Zümer Suresi, 23. ayet: Allah, müteşabih (benzeşmeli), ikişerli bir Kitap olarak sözün en güzelini indirdi. Rablerine karşı içleri titreyerek-korkanların O’ndan derileri ürperir. Sonra onların derileri ve kalpleri Allah’ın zikrine (karşı) yumuşar-yatışır. İşte bu, Allah’ın yol göstermesidir, onunla dilediğini hidayete erdirir. Allah, kimi saptırırsa, artık onun için de bir yol gösterici yoktur

        Zümer Suresi, 36. ayet: Allah, kuluna yeterli değil mi? Seni O’ndan başkalarıyla korkutuyorlar. Allah, kimi saptırırsa, artık onun için bir yol gösterici yoktur.

        Ankebut Suresi, 69. ayet: Bizim uğrumuzda cihad edenlere, şüphesiz yollarımızı gösteririz. Gerçekten Allah, ihsan edenlerle beraberdir.

        Fussilet Suresi, 17. ayet: Semud’a gelince; Biz onlara doğru yolu gösterdik, fakat onlar körlüğü hidayete tercih ettiler. Böylece kazandıkları şeyler yüzünden onları alçaltıcı azabın yıldırımı yakalayıverdi

        Hucurat Suresi, 7. ayet: Ve bilin ki Allah’ın Resûlü içinizdedir. Eğer o, size birçok işlerde uysaydı, elbette sıkıntıya düşerdiniz. Ancak Allah size imanı sevdirdi, onu kalplerinizde süsleyip-çekici kıldı ve size inkarı, fıskı ve isyanı çirkin gösterdi. İşte onlar, doğru yolu bulmuş (irşad) olanlardır.

        Allah’a emanet olunuz.

      • Ben de Kuran’dan ayetler yazmaya baslarsam bu is uzar. Iyisi mi bosverin beni, ne siz beni, ne de ben sizi degistrebilrim. Siz tebliginizi yaptiniz, gonlunuz rahat olsun.

  5. Bunun üzerine ne denebilir ki? Müsadenizle ben de yazıya imzamı attım. 🙂

aygulce için bir cevap yazınCevabı iptal et

Erdem Yurdanur sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et