Dünya Vatandaşı Olmak

20131006_111144

İngiltere ile ilgili ilk yazım oldukça fazla ilgi gördü, sanırım yurtdışında yaşamak konusunda çok fazla kişinin kafasında soru işareti varmış. Okuyamayanlar için : http://erdemyurdanur.com/2013/08/14/sen-benim-kim-oldugumu-biliyor-musun/

Biz İngiltere’ye taşınalı yaklaşık 4 ay oldu ve artık Londra’da en temel sorunlarımızı halletmiş şekilde yaşamaya başladık.

Bizim için en önemli konulardan birisi çocukların durumuydu, çünkü Türkiye’den taşınma nedenlerimizin arasında Türkiye eğitim sisteminden duyduğumuz rahatsızlıklar çok ön plandaydı. Bu yazımda biraz çocuklarımla yaşadığımız okul deneyiminden bahsetmek istiyorum, çünkü çocuk sahibi birçok kişinin de haklı olarak en çok sorduğu sorular bu konuda oluyor.

Çocuklar Ağustos sonunda American School in London, kısaca ASL denilen uluslararası özel bir okula basladılar. Bu okulu tercih etme nedenimiz okulun ara sınıflardan gelen öğrenciye çok alışık bir okul olması ve bu okulda çocukları olan arkadaşlarımızın tavsiyesiydi. Şu anda okulda 54 ülkeden 1350 öğrenci var ve bunların 350 tanesi bu yıl okula başlayanlar. Çünkü öğrencilerin büyük çoğunluğunun ailesi Londra’ya 2-3 yıllığına çalışmaya gelmiş, iyi eğitimli beyaz yakalı kişiler. Özellikle de Londra’nın bir finans merkezi olması nedeniyle bankalarda çalısan kişiler.

İngiliz okulları da devlet okulları ve özel okullar olarak ikiye ayrılıyorlar. Devlet okulları ücretsiz ve evin yakınındaki okula kayıt yaptırılabiliyor. Özel okullar ise ücretli ve okuluna göre ücretler değişkenlik gösteriyor. Özel okul fiyatları yıllık 10.000 pound ile 25.000 pound arasında diyebilirim. İngiliz okulları ile ilgili hiç tecrübemiz yok o nedenle bu aşamadan sonra söyleyeceklerim çocuklarımın okulundaki 2-3 aylık tecrübeden ibaret.

Okul, öğrenci ailelerini de bünyesine katmaya çalışıyor ve bizleri sürekli okulda bir aktivite yapmaya çağırıyor. Bu aktivitelerde ailelerin de birbirleri ile kaynaşması için ciddi çaba sarfediyor. Toplantılarda Amerikan eğitim sistemine bağlı olarak uluslararası değerleri ön plana çıkaran bir eğitim verdiklerinden bahsediliyor sürekli. Çocukların mutluluğu her şeyden önemli, kendilerine güvenen, mutlu, sorgulayan, cok farklı kültürlere saygılı ve meraklı bireyler yetiştirmeye çalışıyorlar. Bu nedenle bizim okullardaki derslere göre çok daha hafif bir müfredat görüyorlar.

Dersleri neredeyse bir oyun havasında, stresten uzak bir şekilde işliyorlar ama sanırım bu öürenmede daha etkin bir yöntem. En çok hoşuma giden ve okul müdürünün sürekli tekrarladığı cümlelerden birisi şu örneğin : ‘Bizim için öğrenmenin tanımı, o konuyu başkasına öğretebilecek kadar o konuya hakim olmaktır’. Sanırım biz çocuklarımıza o kadar çok şey öğretmeye, daha doğrusu ezberletmeye çalışıyoruz ki, sonraki zamanlarda bunların hiçbirisi zihinlerde kalmıyor.

Bu benim için o kadar önemli bir konu ki, bloğumdaki ilk yazılarımdan birisinde bu konudan bahsetmiştim. Kendini ifade edemeyen bir toplumun başarılı olabileceğini düşünmüyorum : http://erdemyurdanur.com/2012/01/23/kendini-ifade-edebilme/

Bu yıl Esin 9 yaşında ve 4. sınfa gidiyor, Ezgi buradaki öğretmenlerin tavsiyesi ile 6. sınıfı tekrar ediyor, çünkü İngilizcesi nedeniyle zorlanabileceği için okul bunu tavsiye etti bize, biz de kabul ettik. Her iki kızım da sınıflarında İngilizce konusunda en zayıf çocuklar, ama buna rağmen okul onlara kendilerini kötü hissetmemeleri icin herşeyi yapıyor. Her ikisi de yabancı dil dersi olarak diğer çocuklardan farklı olarak tek başlarına İngilizce dersi alıyorlar. İngilizce öğretmenleri onları gözlemlemek icin Matematik, Fen ve Sosyal Bilgiler gibi diğer derslerine de giriyor ve dersleri nasıl takip edebildiklerini görüp ona göre İngilizce ders programını belirliyor. Bu yıl sonuna kadar bu şekilde devam edecekler, gerekirse gelecek yıl da aynı şekilde devam edecek.

Şu anda her ikisi de arkadaşlar edindiler, İngilizceleri hala çok iyi olmasa da bizim yanlışlarımızı düzeltecek seviyeye geldiler ve güle oynaya gidiyorlar okula. Bizim için de kafamızdaki en büyük soru işaretlerinden birisi çözülmüş oldu, çünkü onların mutlu olduğu her yerde biz de mutlu olmayı bir şekilde beceririz zaten.

İngiltere’deki eğitim sistemi konusunda fazla ahkam kesecek kadar burada kalmadık tabi, ayrıca İngiliz eğitim sistemi ile Amerikan eğitim sistemi arasında da farklar var. Ayrıca devlet okulları ile özel okullar arasında da ciddi farklar olduğu söyleniyor. Çok iyi devlet okulları da olduğu söyleniyor, hatta bazı aileler sırf bu nedenle o okulların olduğu bölgelere taşınıyorlar ve bu nedenle iyi devlet okullarının yanındaki evler ciddi pahalı. Ama çocuklarının iyi üniversitelere gitmesini hedefleyen aileler daha çok özel okulları tercih ediyorlar.

Biz çocuklarımızın ileride mutlaka doktor, mühendis olmasını hedefleyen bir aile olmadık hiçbir zaman, çünkü insanın sevdiği işi yapması gerektiğini, severek yapılan her işin mutluluk getirme olasılığının çok daha yüksek olduğunu düşünüyoruz. Şu anda olabildiğince farklı kültürden olabildiğince farklı şeyler almaları, dünyanın tek tip insanlardan oluşmadığını yaşayarak öğrenmeleri bizim için meslek seçiminden çok daha önemli. Bunun için de doğru bir yerde olduğumuzu düşünüyoruz.

Örneğin küçük kızımın sınıfında 20 öğrenci var ve bu çocukların konuştuğu farklı dil sayısı 13. İngilizce ile birlikte, Yunanca, Almanca, İspanyolca, İtalyanca, Japonca, Fransızca, Hintçe vb. dilleri konuşan çocuklarla birlikte geçiriyor bütün gününü.

Ben çocukken Uşak’ta arkadaşlarıma hangi mahalleden ya da köyden olduklarını soruyordum, şimdi bizimkiler hangi ülkeden, hatta kıtadan olduklarını soruyorlar. Böyle bir ortamda yetişen çocukların ırkçı, dinci, milliyetçi olma ihtimali olabilir mi?

Buraya taşındığımız günden bu yana bizi seven ve tanıyan herkesin merak ettiği ve burada kalmak konusunda ne hissettigimiz ile ilgili olarak sorulan sorulara, tek nedeni bu olmasa da, çocuklarımızın dünya vatantaşı olarak yetişiyor olmalarından dolayı, kalmaya değer diye cevap veriyoruz.

Burada kalmamıza değer olan ya da aksine Türkiye’yi özlememize neden olan başka konular da var tabi, onları da başka yazıların konusu yapmaya devam edeceğim.

Meraklısı takip etmeye devam edebilir.

Londra’dan sevgilerimle.



Categories: Bütün Yazılar, İngiltere Yazıları

6 replies

  1. Erdem Selam, ben Murat Erden’in ablasi Esra. Londra’ya tasindiginizdan bahsetmisti. Bu cesaretinizden dolayi hepinizi tebrik ediyorum. 9 senelik Londra tecrubemden sonra Londra yazilarini okuyunca Londra’ya ilk gidisim ve tecrubelerim aklima geldi. Londra’nin keyfini cikarin..
    Berlin’den sevgiler
    Esra

  2. Bu kadar yararlı bir site daha güzel yerlerde olmayı hakkediyor.Sık sık ziyaret edeceğim.Teşekkürler.

  3. Tamam mutlaka:) Siz de Berlin’e gelirseniz haber verin. Sevgiler.

  4. “Buraya taşındığımız günden bu yana bizi seven ve tanıyan herkesin merak ettiği ve burada kalmak konusunda ne hissettigimiz ile ilgili olarak sorulan sorulara, tek nedeni bu olmasa da, çocuklarımızın dünya vatantaşı olarak yetişiyor olmalarından dolayı, kalmaya değer diye cevap veriyoruz.”, çocuklar için yapıldığı belli, ancak bu cümlede nasıl bir işkence çektiğiniz itirafı var gibi.

    • Yanlış yorumlamışsınız, işkence çekiyor değiliz. Burada kalmaya değer olan nedenler arasında, tek neden çocuklar olmasa da, onun için bile kalmaya değer derken, buradaki eğitimin bizim için önemini anlatmaya çalıştım, yoksa burada kalmaya değer birçok neden var.

Erdem Yurdanur için bir cevap yazınCevabı iptal et

Erdem Yurdanur sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et