Sen Benim Kim Olduğumu Biliyor musun!

18 Temmuz’da ailecek Londra’ya taşındık, yani yaklaşık 1 aylık Londra’lıyız.

Çocukların okulları, ev kiralanması, evin eksiklerinin giderilmesi, cep telefonları alınması, banka hesapları açılması, şirket kuruluşu, sigorta numarası alınması, sağlık sistemine kaydolma gibi büyük işlerin yanında, sadece birkaç valizle geldiğimiz için tırnak makasından bardağa, şemsiyeden hangi marka içme suyuna kadar o kadar çok küçük detayla uğraşmak durumunda kalıyoruz ki, bu durum bana aslında İstanbul’da yaşarken yıllar boyunca farkında olmadan bir sürü farklı konuda ne kadar çok detayı hallettiğimizi düşündürtüyor.

Buraya gelirken kafamızdaki en büyük tedirginliğimiz sürekli kapalı ya da yağışlı havaydı. Neyse ki, geldiğimizden bu yana Londra’da hava harika, güneş görmediğimiz gün neredeyse olmadı. Bu şekilde gitmeyeceği kesin ama ilk günlerimizi bu şekilde geçirmek alışma aşamasındayken çok iyi oldu, çünkü Londra’nın en güzel özelliği olan parklarından bol bol yararlanabildik.

Daha çok az zaman geçmesine rağmen yazacak çok şey var ve zaman zaman farklı konularda yazmak istiyorum da, çünkü arkadaş çevremizde olduğu kadar Türkiye’de birçok insanın bizim yaptığımızı yapmak gibi bir düşüncede olduğunu biliyorum. Biz biraz öncü kuvvet olarak geldik birçok kişi için.

Bu yazımda İngiltere ile Türkiye’deki günlük yaşam arasındaki en temel farklardan birisi üzerinde durmak istiyorum.

Türkiye’de paranız varsa kralsınız burada ise puanınız varsa. Yani Türkiye’de ‘kaç paralık adamsın’ sorusunun karşılığı burada ‘kaç puanlık adamsın’.

Kiraladığımız evimize taşınır taşınmaz belediyeden bizim adımıza düzenlenmiş, üzerinde her ay ne kadar belediye vergisi ödememiz gerektiği yazan dökümanlar geldi. İyi ki de gelmiş, çünkü bu belge hayat kurtarıcı oldu bizim için. Bankada hesap açmaktan, polis, doktor için kayıt yaptırmaya bu belge ‘proof of address’, yani adres ispat belgesi oldu. Bu arada Türkiye’de hiçbir işe yaramayan posta kodu, burada neredeyse adınız soyadınız kadar önemli. İngiltere’de kimlik kartı yok, dolayısıyla kimlik taşıma zorunluluğunuz da yok. Herhangi bir olaya karışırsanız 24 saat içinde kim olduğunuzu ispatlamak zorundasınız. Adresiniz ile siz bir bütünsünüz ve sizi bu şekilde takip ediyorlar. Bu adreste oturan Yurdanur ailesi olarak da bizim bütün hareketlerimiz kayıt altına alınmaya başlamış oldu ve başka bir yere taşınırsak polis dahil hemen her yere bildirmek zorundayız.

İngiltere’ye yeni taşındığımız için kredibilite veri tabanında yeni bir kayıt halindeyiz ve puan hanemizde de muhtemelen 0 yazıyor 🙂

Örneğin, eşime ve kızlarıma 24 ay kontratlı telefonlar almak istediğimde, telefon şirketi kredi notumu sorguladı ve sadece 1 tane telefon için onay çıktı. Tabi ben bu duruma çok bozuldum, ama satıcı çocuk durumu kibar bir dille açıkladı bana. Ne kadar kazandığınız, ne kadar paranız olduğuna değil, bugüne kadar ödemelerinizi düzenli yapıp yapmadığınıza göre zamanla bir puan oluştuğunu ve bizim de puanımızın yükselmesi için en az 6 ay beklememiz gerektiğini söyledi. Mecburen diğer telefonları peşin ödeme yaparak satın aldık.

Diğer bir örnek, evi kiralarken emlakçı da aynı şekilde sizin kim olduğunuzu kontrol ediyor, referans çek yapan bir şirkete para ödüyorsunuz. Burada da biz yeni olduğumuz için sınıfta kaldık ve 6 aylık kirayı peşin vermek zorunda kaldık. Morgage ile ev almaya kalksaydık da sanırım aynı kontrolden geçemezdik.

Bu arada hemen hemen hiç kimse kredi kartı kullanmıyor, herkes bizim Türkiye’de bankamatik kartı dediğimiz debit kartı kullanıyor. Tabi bu durumda alışveriş yaparken sadece hesabınızdaki parayı harcayabiliyorsunuz. Zaten kredi kartına taksit yapmak gibi bizim ülkemize özel ve bence ticari hayatı olumlu şekilde etkileyen özellikler bulunmuyor. Kredi kartı almak için bankanıza başvuruyorsunuz, onlar da kaç puanlık bir adam olduğunuzu kontrol ediyorlar ve ondan sonra kredi kartı veriyorlar. Bizdeki gibi sokaklarda kredi kartı dağıtılmıyor yani.

Burada limited bir şirket kurdum, bir muhasebe bürosuna ödediğim 250 pound ile 1 günde kuruldu şirket. Pasaportum, adres ispat belgem yeterliydi şirket kurmak için. Şimdilik tam bilmiyorum ama sanırım insanlar için olan puanlama şirketler için de vardır. Ancak şirketi 1 günde kurmama rağmen, şirketime banka hesabı açtırmam 10 gün sürecek, çünkü bankalar şirket hesaplarını genel müdürlüklerinden açabiliyorlarmış sadece, onlar da sanırım bir sürü kontrol yapıyorlar.

Sonuç olarak kurallara uyanların puan topladığı bir ülke burası. Puanınız yoksa herşeyi peşin parayla halletmek zorundasınız. Puan toplayıncaya kadar oldukça can sıkıcı bir durum oluşturuyor bu, hatta itiraf edeyim, canımı sıkan bir kaç durumda sen benim kim olduğuma biliyor musun, gir internette adımı ara, bir bak dedim ama işe yaramadı 🙂 Bir süre sonra puanlarımız iyi olursa hiçbir yerde ‘sen benim kim olduğumu biliyor musun’ dememe gerek kalmayacak. Bir Türk’ün burada en zor alışacağı şey bu sanırım 🙂

Şimdilik herkese sevgiler.



Categories: Bütün Yazılar, İngiltere Yazıları

26 replies

  1. Biz senin kim oldugunu biliyoruz 🙂 #direnerdem

    Gercekten pek cok insan icin degerli bu bilgiler. Hayatin nasil oldugunu ben merak ediyorum acikcasi

  2. stage 1’i geçmişsiniz 🙂 bu ay osman da londra’ya yerleşti. Aynı hikayeyi ondan da dinledik: adresin herşey olduğu ülke! ama medeni diyor osman, kendileri çok gelenekçi yapıda olmalarına rağmen farklı kültürlerden gelenlere saygı duyuyorlar. kurallara uyunca isler hızlı ilerliyormuş.
    geldigimde sizi arayacağım. kolaylıklar diliyorum ve ne iyi ettiniz de gittiniz diyorum. ailece hepinize selamlar, sevgiler.

    • Aslıcım, geldiğinde mutlaka ara, bekliyoruz. Osman da beni arayabilir, parlak fikirleri birikmiştir onun, ben “hayır, bu tutmaz” demeyi özledim 🙂

  3. Muhtemelen orada Türkiye’deki gibi “kimsin lan sen?” cevabı almıyorsunuzdur. yeni yaşamınızda bol şans.

    • “Kimsen lan sen” cevabı almadım henüz ama Arsenal maçlarında rakip seyircilerin birbirlerine küfür olarak “Who are you, who are you !!” diye bağırdığını duydum 🙂

  4. ben de londraya yerleşmeyi düşünüyorum iyi oldu bu bilgiler sağolun:)

  5. Welcome to the club:))

  6. Yolun acik olsun Erdem Agabey, zaten kaliteni adinda tasiyorsun, bunlar basit seyler. Takibindeyiz :))

  7. Hayırlara vesile olması dileğiyle abi. İngiltere’de 2 ay kadar kaldım gerçekten insana ve yaşama saygı var. Diğer yazılarını beklemekteyim.

  8. Gercekten yasam sartları zormus aslında zor denemez rayına oturttunuzmu super duzene gırer hayırlısı olsun sen yınede dırenmeye devam et erdem abı

  9. Erdem degisim bereket ve mutluluk getirsin. Aysegul ve cocuklara selamlar. Sevgiler Mehmet

  10. Kolay gelsin Erdemcim, her şeye rağmen TR’den çok daha kolay oarası, 21 yıl yaşadım biliyorum. Hem puan toplama vs, biraz gamification gibi, ailece hem oynayıp hem eğlenip epeyce kaliteli puan toplayacağınızdan eminim 🙂 Bu arada biz de kızımızı İngiltere’de yatılı okula verdik liseyi orda bitirmesi için. Eylül başı Londra’dayım. Sevgiler. Mevlüt Dinç

    • Mevlütcüm, iyi dileklerin için teşekkürler. Alıştıkça dediğin gibi herşeyin daha kolay olacağına eminim. Gerçekten de tam bir gamification (oyunlaştırma) dünyası burası, büyük çoğunluğun oyunun kurallarına uyduğu bir dünya. Eylül’de geldiğinde Sıla’yı da alıp bize gel, ev yemeği özlediğinde de bize gelsin 🙂

  11. Adamı şehirden çıkarabilirsin; ama şehri adamdan çıkaramazsın.., biliyon, di? 😉 .sevgiyle dostum, herşey gönlünüzce olsun…:)

    • Rızacım, memleketimizin her zaman Türkiye, İstanbul, Uşak, İzmir olacağı kesin, bunlara Londra’yı da ekleyebilirsek daha da mutlu olacağız.

  12. Erdem Abi o kadar güzel ve samimi anlatmışsın ki olayı çok beğendim yazıyı 🙂

  13. Burada yaşadıgım deneyimlerin bire bir özeti olmus. Gayet guzel yazmıssınız elinize sağlık.

  14. 0 dan tekrar başlamışsınız, baya bir sürede öyle ilerler.

  15. erdem bey merhaba,
    ne şekilde yerleştiğiniz ile ilgili bilgi almam mümkün müdür acaba?

  16. Merhaba Erdem bey,

    Harika bir paylaşım olmuş bu. Bizde sizinle aynı sebeblerle ailece göç etmeyi planlıyoruz. Siz yine internet/yazılım üzerine bir proje mi sundunuz İngiltere’ye. İngiltere çalışma ve iş kurma iznini verirken “bu iş tuttar”, “bu iş olmaz” ,”bu sektör olmaz” gibi şeyler söylüyor mu ? Yoksa istediğiniz iş kolunca, istediğiniz şekilde bir iş kurabiliyor musunuz?

    • Ankara Anlasmasi ile ilgili detayli bilgiyi internette bircok sitede bulabilirsiniz. Kisaca soylemem gerekirse herhangi bir is kurabilirsiniz, bu konuda bir is plani sunuyorsunuz ve gerek duyarlarsa sizi mulakata da cagiriyorlar.

  17. Merhaba Erdem Bey,

    2006-2007 yillari arasinda babamin isi vesilesiyle biz de bir sure Baltimore, Amerika’da bulunduk. O donemde ben 15, kardesim ise 5 yasindaydi. 2007 yilinda babamin gorev suresi tamamlandiginda Ankara’ya geri donmek zorunda kaldik.
    Su anda annemin ve babamin bana actigi kapi ve egitimime vermis oldugu destek sayesinde kendime verdigim sozu tuttum. New York’ta calisma hayatima devam ediyorum; esim ile burada tanistik ve bir aile olduk. Sifirdan baslamak ve hayata kendi cabalarinizla tutunmak ne demek cok iyi biliyorum.

    Sizin ve ailenizin yolunun acik olmasi dilegimle,

    Burcu

    • Burcu Hanim,

      Bu guzel mesajiniz icin cok tesekkur ederim. Benim kizlarim da buyuduklerinde sizler gibi dunya vatandasi mutlu bireyler olur umudundayim.

      Sevgilerimle.
      Erdem.

Utku Bulkan, BskyB için bir cevap yazınCevabı iptal et

Erdem Yurdanur sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya devam et